26 Kasım 2011 Cumartesi

Başımızın Tacı Tatlılar



Çikolata, şekerleme, pasta, hamur tatlısı her ne geliyorsa aklınıza…
 
Baş tacımız olmuş, tepemize koymuşuz bir kere, kontrol dışı her yerdeler. Neden bu kadar  vazgeçilmezler, neden her yerdeler? Çünkü beynimizde anlamı da çok bağlantısı da.

Çocukluğumuzdan bu yana pek çok duyguyla eşleştirmişiz tatlıları.Hadi biraz çocukluğumuza dönelim. Mutlu günlerimizi hatırlayalım, doğum günleri, yıl başları, bayramlar, aybaşları, düğünler vs. hep tatlıyla kutlandı. Tatlıyla mutluluk birleşti zihnimizde. Annemiz kendi elleriyle tatlılar yaptı bize anne sevgisiyle birleşti, öğretmenimiz, babamız, komşumuz bir şey başardığımızda çikolatayla ödüllendirdi bizi,ödülle birleşti tatlı. Her yemekten sonra bir tatlı geldi sofraya yemekle birleşti tatlı. Her misafir geldiğinde tatlı bir şeyler ikram edildi, dostluklarla birleşti tatlı. Her süprizin altından çıktı tatlı, süprizle birleşti… Kim bilir sizin aklınızda daha neler vardır benim hatırlayamadığım.

Beynimiz çocukluğumuzdan beri tekrarlarla, eşleşmelerle kayıt tutuyor, özellikle de bilinç seviyesinin açık olmadığı sadece bilinçaltının işledği 0_6 yaş arasında. Sorgusuz sualsiz, tekrarları alışkanlık olarak kaydediyor beynimiz, bütün bağlantılarıyla  beraber.Tatlı da ne zaman, nerde, neden, neyle yenilir öğreniyor. Hangi duygu yoğunluğuyla eşleşiyortanıyor. İşte bugün bu yüzden  mutsuz olduğumuzda mutluluğa ulaşmak için tatlı yemek istiyoruz, başarımızı kutlamak için veya başarısızlığı kapatmak için de tatlı yeme ihtiyacı duyuyoruz.  

Annemizi özlediğimizde ya da bizim için özel bir gün olduğunu düşündüğümüzde yine canımız tatlı çekiyor. Arkadaşlarımıza giderken bu yüzden otomatik olarak tatlıcıya uğruyoruz. Yemek yediğimizde tatlıyla bitmemişse yemek, bir türlü doymuş hissetmiyoruz kendimizi… Beynimiz biz farkında olsak da olmasakda herşeyi dün gibi hatırlıyor ve öğrendikerini uygulamak istiyor. Artık tatlı yeme alışkanlığı bizi bilinçdışında kontrol ediyor.
Şimdi durum daha da vahim. Eskiden bu kadar çok tatlı seçeneği yoktu. Bu kadar kolay ve ucuz yollu abur_cubura ulaşılamazdı. Şimdi 50 kuruşa kendinizi de çocuğunuzu da zehirleyebilirsiniz. Marketler hiçbir besin değeri olmayan, kimyasal ve katkı maddesi dolu janjanlı paketlerle dolu. Bırakın çocukları bizim bile sırf paketi yüzünden alasımız geliyor. Bunların satılmasını engelleyemeyiz ama biz acaba çocuklarımızın beynine ne gibi tatlı bağlantıları ypıyoruz bunun farkına varabiliriz.

Parka giderken çantamızda acil ihtiyaç için neler koyuyoruz? Yedek kıyafet ve mendilin yanında bir paket tatlı birşeyler mi var? Ödevini yapan ya da uslu duran çocuğumuzu tatlıyla mı ödüllendiriyoruz? Tatlıyı yemek yedirtmek için bir araç olarak mı kullanıyoruz?  Bir süpriz sözü verdiğimizde altından hep tatlı mı çıkıyor? Arkadaşlarını evde ağırlarken tabakları tatlı şeylerle doldurup bir de yedikleri için alkış mı tutuyoruz? Neler öğretiyoruz acaba çocuklarımıza, gelecekte sağlıklarını tehlikeye sokacak ne tip alışkanlıklar kazanmalarını sağlıyoruz? 

Farkında mıyız neler öğretiyoruz onlara?

Arzu Bıyıklıoğlu
NLP Uzmanı ve Yaşam Koçu

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder