7 Aralık 2011 Çarşamba

ÇOCUĞUNUZUN BEĞENMEDİĞİNİZ DAVRANIŞLARINI NASIL DEĞİŞTİREBİLİRSİNİZ ?








Her anne çocuğunun güzel davranışları,  güzel alışkanlıkları olsun ister ve bunun içinde çaba gösterir,  bizim anne-babalarımızda bizim iyiliğimiz için pek çok şey yaptı. Ancak büyüdüğümüzde sonuçlar pek de içaçıcı olmadı. Farkında olmadan kullandığımız olumsuz dil kalıpları,  yanlış odaklanmalar,  yanlış pekiştirmeler ... çocuklarımızın davranışlarını,  hayatı algılayış şekillerini olumsuz yöde etkiliyor. Hatta bazı olumsuzluklar nesilden nesile bir miras gibi aktarılıyor. Bu yazımda en çok karşılaşılan birkaç diyoloğu ele aldım. Daha sonraki yazılarımda farklı örnek ve bilgilere yer vereceğim.   

''Derslerini yaparsan (yemeğini bitirirsen) televizyon seyredebilirsin.'' Burada çocuğunuza iyi bir iş yapmanın karşılğında bir ödül teklif ediyorsunuz. Peki ödülün anlamı nedir? Mükafat,  bir başarı karşısında elde edilen iyi bir kazanç,  değerli bir şeyi haketme...

Diğer günlerde çocuğunuza televizyon seretmenin zararlı olduğunu,  televizyonu kapatmasının gerektiğii,  o kötü programı seyretmemesi gerektiğini söylüyorsanız peki ne oldu çocuğun ödülü şimdi?

Madem televizyon seyretmek kötü bir şey nasıl ödül olabiliyor?

Televizyon seyretmek (abur_cubur yemek,  bilgisayarda oynamak...) için yapılan dersten,  yenilen yemekten ne hayır gelir?

Önemli olan o an için dersin yapılması ya da yemeğin yenmesi mi,  yoksa çocuğa uzun dönemde ödev sevme,  sağlıklı yemek yeme alışkanlığının kazandırılması mı?

Çocuklarımıza o an sorunu çözmek için ya da yapmaları gereken en iyi seçimi yaptırmak için ani tekliflerle ilerde onların kafalarında çelişki yaratacak fikirler oluşturabiliyoruz. Çocuklara verilecek ödül veya teklifler daha uzun dönem ve günlük yaşam koşulları gözönünde bulundurularak seçilmeli. Yoksa çocukta oluşan yanlış bağlantılar veya çelişkiler başka sorunlar olarak hem size hem çocuğunuza geri dönecektir. Ödev yapmanın ödülü okul başarısıdır,  iyi yemek yemenin ödülü sağlıklı büyümektir,  tabiki bu şuanda her çocuğa cazip gelmeyebilir ama zamanla öğrenecektir.

Çocuklara verilen ödüller kadar önemli olan diğer bir konuda sık sık yaptıkları yanlışları dile getirmemizdir. Bir çocuğa sürekli neyi kötü ya da yanlış yaptığını söylemek sadece bu davranışı kökleştirir. Dikkati daha çok yanlış davranışa çeker oysa amaç yeni bir davranış oluşturmaktır. Bu da ancak yeni davranışa dikkat çekerek olur. Aynı şey yetişkinler için de geçerlidir. Sürekli olarak arkadaşlarına kaba davranıyorsun,  ödevlerini yapmıyorsun,  odanı toplamıyorsun gibi uyarılar yerine; arkadaşlarına daha kibar davranabilirsin,  ödevlerini düzenli yapabilirsin,  odanı tplayabilirsin gibi olumlu ifadeler kullanmak odağı doru yerde tutmayı sağlar. Uyarılar yapılırken davranışla kişilik birbirinden ayrı tutulmalı,  aksi takdirde zamanla çocuk kişiliğini yanlış tanımlamaya başlayacaktır.

Tembelsin,  dağınıksın,  sorumsuzsun,  kabasın... demek davranışı kişiliğe taşır. Oysa çocuğun tembellik ettiği ( bazı şeyleri ağır yaptığı) konular vardır. Bu bir davranış şeklidir. Düzeltilmesi gereken konu davranış şeklidir.

Her davranışın altında olumlu bir niyet yatar. Bir davranış değiştirilmek istendiğinde bu olumlu niyetin ne olduğunu bulmak gerekir. Çocuk da,  yetişkin de yaptığı olumsuz davranışın sonucunda mutlaka bir kazanç elde ediyor ki bu davranışı yapmaya devam ediyor. Ayrıca çocuklar beğendiği,  model aldığı birisine benzemek amacıyla da davranışları çok kolay kopyalayabilirler. Davranışın altındaki niyet ne olursa olsun çıkış noktası,  dikkay çekme noktası yeni davranış şeklinde olmalıdır.

Bir çocuğa ''sorumsuzsun'' demek yerine, ''... bu konuda daha sorumlu davranabilirsin değil mi ?'' demek, anında sonuç vermese bile dikkati sorumlu olmaya,  yapabilirliliğe ve yeni davranışın çocuk tarafından mümkün görülmesine çekecektir. Oysa tembelsin, sorumsuzsun... demek davranışı ve kişiliği bu yönde birkez daha onaylamaktan, çocuğa öyle olduğunu bir kez daha hatırlatmaktan başka bir işe yaramaz.

Arzu Bıyıklıoğlu
NLP Uzmanı ve Yaşam Koçu

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder